Yeni bir çalışmaya göre, horlama ve uyku apnesi, kadınlarda erken kalp fonksiyon bozukluğuna yol açabilir.
“Horlama”, bir kişinin bir kesik kesik ya da homurdanarak ses çıkarırken nefes aldığı bir uyku düzenini ifade eder. Horlama, insanlar yaşlandıkça daha tehlikeli olabilir ve aynı zamanda kalp hastalığına da yol açabilir. Uyku apnesinin farklı tipleri vardır, ancak en yaygın olarak obstrüktif uyku apnesi (OSA) denir.
Bu durum, uyurken solunum düzenini etkiler, bir kişinin nefes almayı durdurmasına ve tekrar tekrar tekrar başlamasına neden olur. Yüksek sesle horlayan insanların yaklaşık yarısı OSA’ya sahiptir. OSA ortaya çıktığında, hava yolunu açık tutmaktan sorumlu olan boğazdaki kaslar aslında hava akışını engeller.
Şikago’da düzenlenen Kuzey Amerika Radyoloji Derneği’nin yıllık toplantısında sunulan yeni bir araştırmaya göre, IL – horlama ve OAA, kadınlarda kalp fonksiyonlarının erkeğe göre daha erken bozulmasına yol açabildiği ileri sürülmüştür.
Uyku Apnesi ve Kalp Hastalığı
Uyku apnesinin doğrudan kalp hastalığına neden olup olmadığı net değildir, ancak bazı uzmanlar uyku apnesine sahip insanların hipertansiyon veya yüksek tansiyon geliştirme riski taşıdıklarına inanmaktadır.
Uyku apnesine sahip birçok insanda var olan hastalıkları vardır. Bu, uyku apnesi ve kalp hastalığı arasında doğrudan bir bağlantı kurmanın daha zor olmasının nedenlerinden biridir.
Amerikan Kalp Derneği (AHA)’ne göre, uyku apnesi ve yüksek tansiyon ile yaşayan bazı insanlar da tansiyon düşüşü görüldü. Bu gibi bulgular, hipertansiyon ve uyku apnesi arasında olası bir bağlantı olduğunu göstermektedir.
OUA da kalp hastalığı için bir risk faktörü olan obezite ile ilişkilidir.
Obezite uyku apnesine katkıda bulunur ve uyku apnesinin neden olduğu uyku yoksunluğu uzun vadede daha fazla obeziteye neden olabilir. Bir kişi daha fazla kilo aldığında, hava yolunu açık tutan boğaz kasları gevşer ve uyku apnesi daha ciddi hale gelir.
Horlayan Kadınlar Daha Ciddi Risk Altında Olabilir
Araştırmacılar, kardiyak parametrelerle ilişkili verileri, OUA tanısı ve UK Biobank’ın verilerini kullanarak horlama ile ilişkili olarak analiz ettiler.
UK Biobank, hastalıkların önlenmesi, teşhisi ve tedavisinin iyileştirilmesini amaçlayan araştırmacılara açık uluslararası bir sağlık kaynağıdır.
Veriler kardiyak MRI taraması almış olan 4.877 katılımcıdan oluşuyordu. Bilim adamları onları üç gruba ayırdılar: OSA’lı olanlar, kendileri tarafından bildirilen horlama olanlar ve ikisi de olmayanlar.
Araştırmacılar horlama grubunu uyku bozukluğu olmayan grupla karşılaştırdıklarında, erkeklerle karşılaştırıldığında kadınlarda sol ventrikül kütlesinde çarpıcı bir fark bulmuşlardır. Artan sol ventrikül kütlesi, kalbin vücudun ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla çalışması gerektiğini gösterir.
Kendi kendine bildirilen horlayan kişilerdeki bu belirtiler tanı konmamış OSA’nın bir göstergesi olabilir.
Araştırmacı Dr. Adrian Curta “Kadınlarda kardiyak parametrelerin hastalıktan daha kolay etkilendiği ve OSA olan veya OUA olan kadınların kardiyak tutulum için daha büyük risk altında olabileceğini bulduk.” diyor.
OSA İçin Tanı Konabilir
Araştırmacılar ayrıca, çalışmadaki tanı konmuş OSA vakalarının sayısının son derece düşük olduğunu saptamışlar ve bu da OSA’nın kurulda yeterince tanınmadığını göstermektedir.
Almanya’daki Münih Üniversitesi Hastanesinde bulunan bir radyoloji doktoru olan Dr. Curta, OUA ve OSA’lı hastaların tedavi görmek için tarama yapmak üzere horlayan kişileri çağırıyor. Ekip şimdi horlama ve OSA ile bağlantılı cinsiyet farklılıklarını tam olarak anlamak için daha fazla araştırma yapmayı umuyor.
Kaynak: https://www.medicalnewstoday.com/articles/323829.php